Kocaeli İzmit İlçesinin Batumi Muhaciri Laz Köylerinden Çubuklu Osmaniye Köyü
Dursun UZUN
Kocaeli İli İzmit İlçesi Merkeze Bağlı Çubuklu Osmaniye Köyü'nün Kuruluşu ve Tarihçesi:
“Göç;insanın ruhunu yorar. Kurulu bir düzeni bırak, doğduğun toprakları bırak, yerini bırak, yurdunu bırak, bir boşlukta korunmasız kalmış gibi zayıf düş...
Ama hayat devam ediyor. İhtiyaçlar artarak devam ediyor. Şimdi yeniden çalışma zamanı. Yeniden azimle şevkle, inatla...Çalışmışlar, kendilerine verilen toprak parçasını yurt yapmışlar, yer etmişler, yerleşmişler ve kökleşmişler. Kök salarken göç mazeretine sığınarak gayri meşru yollara tevessül etmemişler. Helal yolla, meşru işlerde çalışmışlar ve bizim için övünebileceğimiz bir geçmiş, barınacağımız bir toprak bırakmışlar. Allah hepsinden ebediyen razı olsun...’’
Klasik Laz örf ve adetlerini günümüze kadar yaşayan, yaşatan; aynı memlekette olduğu gibi günümüzde de sofralarında mısır ekmeği (çadi) ile lukunun ( phali) eksik olmadığı ve tamamının Lazca, bir kısmının ise Lazca ve Gürcüce bildiği ve konuştuğu Çubuklu Osmaniye köyü 1877-1878 (93 harbi) Osmanlı-Rus harbi sonrası 1879 Osmanlı-Rus İstanbul antlaşmasına göre diğer hemşerileri gibi tercihen memleketlerinden göç etmişlerdir. Daha önceleri köyümüz büyükleri Batumi’ye bağlı olan Maradit Nahiyesi Ohordiya köyü, bugünkü Artvin ili Borçka ilçesi Behlivan köyünde ikamet ediyorlardı. Savaştan sonra Rusların yönetiminde yaşamak istemeyen ve göçün daha hayırlı olduğuna inanan büyüklerimiz Batumi Limanı’ndan gemilerle 1885 yılında İstanbul’a geldiler. O zamanlar Üsküdar Sancak Valiliği merkezi idi. Sancak Valisi muhtarları topluyor ve muhtarlara ‘’Doğukaradeniz’den göç geliyor her biriniz ne kadar misafir alabilirsiniz’’ diye soruyor. Bizim köyün halkını da Kısalar köyü kabul ediyor. Birkaç yıl orada ikamet ediyorlar. Daha sonra Osmanlı Devleti şimdiki yerleşim yeri olan köyümüz arazisini tahsis ediyor.
Çubuklu Bâlâ (Gürcü Köyü) Köyü ile tek bir muhtarlık, iki mahalle şeklinde iken sonradan bu köyden ayrılan ve benimde yakından tanıdığım ve tamamına yakını ile çeşitli derecelerde akrabalığımın olduğu Çubuklu Osmaniye Köyü; 93 harbi sonrası Batumi’den Osmanlı topraklarına göç eden ve günümüzde de Türkiye’nin Laz kültürünü temsil eden ve Lazca konuşan köylerindendir.
Osmanlı Devleti'nin son yıllarında Batumi’den İzmit’e gelen köy halkı; Osmanlı Devleti’nin yıkılması ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına tanık olmuş ve Kurtuluş Savaşı'nda şehitler vermiştir.
Çubuklu Osmaniye Köyü; İzmit-Kandıra arasındaki en gelişmiş ve kalkınmış köy olması ile, bilhassa 17 Ağustos 1999 depremi sonrası “köye dönüş” düşüncesi ile beraber yaptıkları modern evleri ve villaları ile ve çalışkan halkı ile “azmin zaferinin” bir örneğidir. 120 sene önce bütün varlıklarını Batumi’de bırakarak gelenler ve onların çocukları bölge köylerinin içinde en gelişmiş köyü kurmayı başardılar.
Çevre komşu köylerin tamamına yakını “Manav” tabir edilen “yerli” köylerdir. Birkaç tane Bulgaristan göçmeni “Macır” köyü vardır. En yakınındaki köy ise Çubuklu Bâlâ (Gürcü) Köyü dür. 120 senedir ekseriyetle kız alıp-vermeler Çubuklu Bâlâ (Gürcü köyü) ve Kocaeli Kandıra ilçesindeki Beylerbeyi köyü (Laz) ile olmuştur, olmaktadır. Diğer Manav ve Macır köyleri ile birkaç tane istisna dışında akrabalık olmamıştır, olmamaktadır.
İzmit-Çubuklu Osmaniye Köyü’nün Aslı Artvin-Borçka-Behlivan Köyü:
Artvin ili Borçka ilçesinin sınırlarındaki Behlivan Köyü geçmişte köyümüzün aslı, günümüzde ise birbirinin kopyası durumundadır. Son yıllarda yaptığımız ziyaretlerde gördük ki bizim köyümüz ile Kocaeli-Kandıra’nın Laz kökenli ve Lazca konuşan köylerinden Beylerbeyi Köyü’nün sülalelerin aynısı Behlivan Köyü’nde de vardır. Sebebi ise her iki Laz köyünün de bu köyden göç etmesidir.
İzmit-Çubuklu Osmaniye Köyü’nün Aynısı Yalova-Safran Köyü:
Ailelerin parçalanması memlekette bitmemiş, göç sırasında ve göçten sonrada devam etmişti. Memlekette bırakılan dedeler, nineler, babalar, analar, amcalar, kardeşler ve yeğenlerden sonra başka büyük bir parçalanma kardeşlerin iki ayrı köye yerleşmeleri ile yaşanmıştı yani İzmit-Çubuklu Osmaniye Köyü ile Yalova-Safran Köyüne…
Yalova-Safran Köyü de köyümüzün kopyası durumundadır. Köyümüzdeki sülalelerin aynısı Yalova Safran Köyü’nde de vardır.
Uzunhasanoğu: Ömer ve dört oğlu; İbrahim, Memiş, Abdullah, Hasan ve üç yeğeni; Mustafa, Osman ve Salih. Yeğenler; Ömer’in memlekette vefat eden ağabeyinin çocuklarıdır.
Uzunhasanoğlu: üç kardeş olarak gelen İsmail, Ahmet ve Numan.
Tantaoğlu: Mehmet.
Posolo: İsmail, Şirin Ali ve iki oğlu; Mecit ve Mehmet.
Medaloğlu: Mahmut Çavuş ve Arif kardeşler.
Nalbantoğlu: Mustafa ve üç kardeşi gelmişler fakat Mustafa’nın kardeşleri daha sonra köyden ayrılmışlar.
Zengin: Murat ile Musa ve Musa’nın oğlu Emin.
Daha sonraları Sapanca-Sakarya’dan dan gelip yerleşen İmamoğlu Mehmet ve Hayri.
Yukarda saydığımız isimler köyümüze ilk yerleşen büyüklerimizdir. Köyümüzde mevcut olan haneler saymış olduğumuz büyüklerimizin soyudur.
Yaşam ve Ekonomi:
2005 Ocak ayı itibari ile ilk gelenler olan birinci jenerasyondan sonra şu an köyümüzde ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci jenerasyon Lazlar yaşamaktadır. Köyümüzde halen en yaşlı olarak yaşayan; Mehmet TURAN 91 Yaşındadır.
İlk zamanlarda çok ağır şartlarda hayat mücadelesi vermişler ve ağırlıklı olarak meyvecilik yapmışlar. Meyveciliğin bölgeye köyümüzle beraber yaygınlaştığı anlatılır. Bunun yanında ormanlarda ağaç kömürü yapar şehirde satarlarmış. Odunculuk uzun bir süre köyün geçim kaynağı olmuş. Ormanlar yıllardır devlet izni ile kesilmiş ama hiçbir zaman ormanın kökü kurumamış. Ormanlar kesilmiş yine büyümüş, köyümüzün yeşil örtüsü hiçbir zaman bozulmamış. Daha sonraları köyümüz Kandıra yolunun üzerinde olması nedeniyle köyümüz merkez konumuna gelmiş. Hanlar, pazarlar kurulmuş; İzmit-Kandıra arası yolculuk yapan kervanlara, zamanla vasıtalara mola yeri olmuş. 1950’li yıllardan sonra ise fabrikalarda işçi ve yönetici olarak çalışmaya başlamışlar.
Köyümüzde daha önceleri okur-yazarlık eğitmenler aracılığı ile öğrenilirmiş. Çok daha önceleri imkanı olanlar medreselerde eğitim görmüşler. Köyümüzde ilkokul 1954 yılında açılmış ve oradan mezun olanlar önemli yerlere yükselmişler.
1970’li yıllardan sonra köyde büyük çoğunluk İzmit-Kandıra arası otobüs işletmeciliğine başlamışlardır. Fakat değişen ekonomik şartlar nedeniyle otobüs işletmeciliği büyük oranda azalmıştır.
Günümüzde ise köyümüzün İzmit’e yakın olması nedeniyle daha çok fabrikalarda çalışarak geçim sağlanmakla birlikte, İzmit’te ticaret yapan müteahhitler ve nakliyeciler de mevcuttur. Ayrıca ek olarak azda olsa hayvancılık, rençberlik, ve meyvecilikle de uğraşanlar vardır.
Fındık, ceviz, mısır, fasulye, lahana, buğday v.s. yetiştirilmektedir.
Köyümüz Bekirpaşa Belediye sınırlarına 10 km, Yahya Kaptan Girişine 13 km uzaklığındadır.
Köyümüzün iki mahalleden oluşu ve yerleşimin dağınık olmasından dolayı mahalle yolumuzun uzunluğu 5 km’yi bulmaktadır..
Köyümüzde 150 hane bulunmaktadır.
Köyümüzde sürekli ikamet eden takriben 700-800 nüfus bulunmaktadır.
Köy halkının yaklaşık %80’i İzmit’tedir, sürekli köyde ikamet edenlerin çoğu ise İzmit’e bağımlı olarak yaşamaktadır.
Köyümüzde 17 Ağustos 1999 depreminde hasar gören eski ilkokulun yerine, Kuveyt Kızılay’ı ile Kızılhaç’ın yaptırmış olduğu 8 yıllık eğitim veren, tam donanımlı, yeni ve modern bir ilköğretim okulu mevcuttur. Bu okulda çevre köylerden taşıma sistemiyle gelen diğer öğrencilerde eğitim görmektedir.
Üç katlı ve modern sağlık ocağımızın İnşaatı tamamlanmıştır. Ancak hizmete ve kullanıma açılması beklenmektedir.
Köyümüzde iki adet cami bulunmaktadır. Her ikisi de yenilenmiştir.
Ayrıca köyümüz 115 ila 120 senelik kurulmuş bir köydür. Etrafı yemyeşil ormanlarla çevrilidir. İki tepe arasında ve boğaz içinde şirin bir köydür. Kocaeli’nin ilçelerinden Kandıra’ya ve Karadeniz’in en meşhur sahilleri olan; Kerpe, Kefken, Kumcağız, Sarısu sahillerine, Karadeniz’in incisi Ağva ve Şile ile Karadeniz’in yegane adasını sınırlarında bulunduran Cebeci’ye ve Bağırganlı Limanı’na giden otoban yolu görünümündeki yolun köyümüzün içinden geçmesi; başka bir ifade ile köyümüz ilimizin turizm bölgesi yolu üzeri olması köyümüze ayrı bir renk katmaktadır.
Ticari ve turizm yönünden Kocaeli’nin en tanınmış otobüs firması GÜRKAN TURİZM firmasının da Çubuklu Osmaniye köyünden olması ayrı bir tanınma vesilesi olmaktadır. Daha da önemlisi köyümüzün gençlerine büyük bir istihdam sağlamaktadır.
Köyümüz Hudutları:
Davuldere , Çatakmeşe, Yedimezar, Ayvazpınarı, Keleşkuyu, Eski Karakol, Domuz Hamamı, Cepcep, Köse Mehmet Sırtı ve Yer Köprü.
Komşu Köyler:
Doğuda: Kısalar, Arpalık ve İhsaniye köyleri,
Kuzeyde: Nebi Hoca, Davul, ve Sarı Şeyh köyleri,
Güneyde: Orhaniye, Kuloğlu ve Recep köyleri.
Batıda: Mandıra (Gürcü), İçeribaşlar, Çubuklu Bâlâ (Gürcü) köyleridir.
Köyümüzde Kuruluşundan Beri Görev ve Hizmet Eden Muhtarlarımız:
Hasan Mollahüseyinoğlu (Diasamidze) Çubuklu Bâlâ ve Çubuklu Osmaniye köylerinin ilk muhtarı
İsmail Uzunhasanoğlu
Şevket ŞAŞMAZ
Yusuf KILIÇ
Mecit KESKİN
Hüseyin TANTA (Haritacı)
Salih TANTA
Ali HAN
İlyas KESKİN
Ziya Mehmet UZUN
Seyit Ahmet TURAN
Kazım GÜRKAN
Mehmet KESKİN
Fikri ORHAN
İsmail Hakkı ORHAN
Cemal UZUN
İlyas UZUN
Rıza UZUN
Rıza ZENGİN
Abdullah GÜRKAN (V. dönemi halen devam ediyor)
Yedimezar, Kanlıdere, Karakol (eski karakol yeri), Bukellek (muhtarlık tarafından koruma altına alınan tarihi gürgen ağaçlarından oluşan koru), Davuldere ve Sarılıksuyu. Ayrıca su değirmenleri kalıntıları ve tarihi kemer köprüler vardır.
Köyümüzün sınırlarından eski Bağdat Caddesi ve İpek Yolu’nun geçmekte olduğu ve kervanların bu yoldan gittiği yaşlılarımız tarafından söylenir.
Köyümüz Arazilerinde Daha Eskilerden Kalma Yer İsimleri:
Alipaşa, Bursalıkoru, Ayvazpınarı, İncilipınar ve Söğütçüpınarı gibi isimlerle anılan çok eski tarihlere dayalı yerleşim yerlerinin olduğundan söz edilir.
I. Cihan Harbi, Çanakkale Müdafaası, İstiklal Harbi, Kore ve Kıbrıs Harplerinde Şehit ve Gazi Olan Büyüklerimiz.
Şehitlerimiz:
1.Uzunhasanoğlu Harun GÜKKAN
2.Uzunhasanoğlu Kamil UZUN
3.Uzunhasanoğlu Kadem TURAN
4.Uzunhasanoğlu Nuri TURAN
5.Uzunhasanoğlu Hüseyin ADIGÜZEL
6.Uzunhasanoğlu Mehmet UZUN
7.Posolo Şevket KESKİN
8.Posolo İsmail KESKİN
9.Medaloğlu Mahmut ŞAŞMAZ
10.Medaloğlu Hasan ŞAŞMAZ
11.Medaloğlu Ali ŞAŞMAZ
12.Nalbantoğlu İsmail KILIÇ
13.Nalbantoğlu Memiş KILIÇ
Gazilerimiz:
1.Emin ZENGİN
2.Raşit KESKİN
3.Mustafa ORHAN
4.İlyas KESKİN
5.Hüseyin KILIÇ
6.Yusuf KILIÇ
7.Hayri BULUT
8.Memiş UZUN
9.Zekeriya UZUN
10.Şaban GÜRKAN
12.Salih TANTA
13.Şevket ŞAŞMAZ
14.Hüseyin UZUN
15.Hasan UZUN
16.Eşref UZUN
17.İbrahim UZUN
18.Ali UZUN
19.İshak GÜRKAN
20.Necip GÜRKAN
21.Mecit KESKİN
22.Rıza GÜRKAN
23.M.Ziya UZUN (Kore)
24.Mehmet UZUN (Kore)
25.Yılmaz GÜNEŞ (Kıbrıs)
26.Erdoğan GÜRKAN (Kıbrıs)
27.Hakan GÜRKAN (Kardak)
Mustafa ORHAN (Posolo Hoca Dayı): İstanbul Süleymaniye Medresesi’nde ilim görmüş. 12 yıl orduda zabitlik görevinde bulunmuş bir çok cephede savaşmış. Köye kadrolu imamlar gelene kadar imam olarak köyde din hizmetinde bulundu. Çok tanınan bir ilim adamıydı ve ilmi için bir çok yerden ziyaretine gelirlerdi.
Rıfat UZUN (Uzunhasanoğlu):1940-1950 Kemal ÖZ’ün İzmit belediye başkanı olduğu dönemde meclis üyesi görevinde bulundu.
Ziya Mehmet UZUN (Uzunhasanoğlu): Eski muhtar. İzmit Ziraat Odası başkanlığı yaptı.
Hayrettin UZUN (Uzunhasanoğlu): Maliye Baş Müfettişi, TBMM genel sekreteri, Botaş’ın ilk genel müdürü, ANAP Kocaeli Milletvekili. TBMM Başkanlığı’na ve İzmit Büyük Şehir Belediye Başkanlığı’na aday oldu. Bürokrasiye uzun yıllar emek verdi ve mecliste her türlü yolsuzluğa karşı dürüstçe mücadele etmesi ile tanındı ve adını tüm Türkiye’nin hafızalarına kaydettirdi. Adı hiçbir yolsuzluk iddialarında geçmeyen üst düzey bürokrat ve milletvekili.
Muzaffer GÜRKAN (Uzunhasanoğlu): Petrol İş Sendikası Kocaeli Yarımca Şube Başkanlığı yaptı ve 2 kez Milletvekili adayı oldu.
Yakup GÜRKAN (Uzunhasanoğlu): Necati GENCOĞLU ve Sefa SİRMEN dönemlerinde belediye meclis üyeliği, İl Genel Meclis Üyeliği , DYP İlçe Başkanlığı yaptı. Saraybahçe Belediye Başkan adayı ve 2 kez milletvekili adayı oldu.
Erdoğan GÜRKAN (Uzunhasanoğlu): Kıbrıs çıkartmasında gazi oldu. Binbaşı olarak emekliye ayrıldı ve yurtdışında ateşe olarak görev yaptı. Özel bir güvenlik şirketi kurdu ve bir çok yerin güvenliğini sağlıyor.
Hakan GÜRKAN (Uzunhasanoğlu): Kardak’ çıkartmasında Kardak’a ilk çıkan SAT komandoların tim komutanı. Subaylıktan emekli olduktan sonra yurt dışında ataşeliklerde görev yaptı.
Metin GÜRKAN (Uzunhasanoğlu): 1994-1999 Düneminde Bekirpaşa Belediyesi Meclis Üyeliği görevinde bulundu.
Gelenek, görenek, örf ve adetler
İnanışlar
Maniler
Türküler
Laz yemekleri
Köy yer adları
Bu tarihçenin oluşturulmasında bilgilerine danıştıklarımız:
Mehmet TURAN, Sezai KESKİN, İsmal Hakkı ORHAN, Abdullah GÜRKAN (Muhtar), Kadir GÜRKAN, Yusuf GÜRKAN, Hamdi GÜRKAN, Cüneyt Diasamidze, Dursun UZUN
Cüneyt DİASAMİDZE
Göç olayının Gürcü milletinin sürekli karşısına çıkan kaderi olduğu, Gürcü ve göç kelimesinin ise adeta birbiri ile bütünleşmiş olduğu açıkça görülüyor. Aynı topraklarda 4 bin senedir yaşadığı bilinen Gürcü ve Lazların bu günkü Gürcüstan topraklarında toplam sayısı 3,5 milyondur. Binlerce senedir süregelen Gürcü ve Laz göçü 125 sene önce (1879 sonrası) Osmanlı topraklarına ve 75 sene önce (1925 sonrası) Türkiye topraklarına olduğu gibi günümüzde de başka başka yerlere devam etmektedir. Binlerce senedir dünyanın çeşitli yerlerine göç ederek yerleşen kartal burunlu Gürcü ve Lazların çoğunun akıbetini ve hangi millete dönüştüğünü bilemiyoruz ama Gürcüstan dan sonra en fazla Gürcü ve Kolh-Laz olan ülkenin Türkiye olduğunu biliyoruz.
Bana göre tarih tekerrür edecek, “harici ve dahili gayretlerle” Türkiye’deki Gürcü ve Lazların büyük çoğunluğu asimilasyon gemisine binerek bilinmeyen bir istikamette doğru ilerlemeye devam edecektir…
Gürcüstan ve Gürcü milleti ise 21. yüzyılda “hür” olmanın avantajlarından yararlanmalı, bu güne kadar yaşanan göç olaylarının sebeplerini sorgulamalı, dünyanın neresinde olursa olsun kendi milletine sahip çıkmalı ve artık göç veren bir ülke değil, göç alan bir ülke olmayı başarmalıdır…
Kocaeli’de 93 harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus harbi sonrası Batumi’den göç eden toplam 50 civarında Gürcü köyü ve Laz köyü olduğu bilinmektedir. Bu köylerin tanıtılmasını “Batumi’den İzmit’e Göç Eden Gürcü ve Laz Köyleri” yazı dizisi ile vakit ve imkan dahilinde yapmaya çalışacağız. Bu sayede ve bu vesile ile; “birbirine yapıştırılarak eklenen parçalar kırılmadan önceki aslı gibi (belki olmaz-olamaz)” ama, en azından Batumi ve Türkiye arasında köprü olabilir ve belkide herkesin bildiği birtakım eski bilgiler geçen 120 senenin dağıttığı ailelerin torunlarının bir kısmını bir araya getirebilir…
İzmit’in Laz kökenli ve Lazca konuşan köylerinden Çubuklu Osmaniye köyünü tanıtan bu yazının yazılması için köyün aktif ve faal gençlerinden Sayın Dursun UZUN’dan köy hakkında çalışma yapmasını rica ettim ve bu güzide Laz köyümüzde daha önceleri hiç yapılmamış olan ve köyümüzü anlatan bu çalışma ortaya çıkmış oldu.
Ocak 2005