Eğer Kremlin bağımsız yaşamak isteyen halkları koruma amacında ise (önce) Çeçenya’yı tanımalıdır. Çeçen halkı onlarca yıldır bağımsızlık için savaşıyor ve iki yüz yıldır bağımsızlık için savaşmaktan geri hiç durmadı. Moskova Çeçenya’ya karşı tanklar, toplar, uçaklar, ağır silahlar ve kimyasal silahlar kullandı. Çeçen savaşçıların büyük kısmı kimyasal silahlar ile öldürüldü.
Çeçenya’da ve Tshinvali’de meydana gelen zarar ve kaybı birbirleri ile karşılaştırmak elbette ki imkânsızdır. Güney Osetya’daki savaşta yüz otuz dört kişi hayatını kaybetti. Bunların % 80’i savaşanlardan (Os), kalanlar ise sivillerden oluşuyordu. Elbette bir tek insanın bile ölmesi bir trajedi ancak bu sayıyı Çeçenya’da hayatını kaybedenlerle karşılaştıramayız bile. Çeçenya’da her iki taraftan 200.000 kişi hayatını kaybetti.
Rusya, Çeçenya ve Kosova’nın bağımsızlığını tanımadı. Hatta Abhazya ve Güney Osetya’yı tanıdıktan sonra bile Çeçenya ve Kosova’yı tanımadı. Rus Hükümeti açık bir şekilde çifte standart politikası uygulamaktadır.
Rusya’nın kendi vatandaşlarını korumak amacı ile Güney Osetya’ya girdiği yönündeki savı hiç de inandırıcı değil. Güney Osetya nüfusunun (Osların) % 90’ı Rusya vatandaşı fakat Güney Osetya’da yaklaşık 48.000 Os ve 20.000 Gürcü yaşıyor. Osların yaklaşık 10.000’i (Os kökenli) Dmitri Sanakoev liderliğindeki Tiflis güdümlü yönetimi desteklediler. Sanakoev, 90’lı yıllarda Os ayrılıkçı hareketinin önde gelen isimlerindendi. Daha sonra Kokoiti ile ters düştü ve yolunu ayırdı. Sanakoev, Güney Osetya topraklarında Gürcü ve Os köylerinin bulunduğu Gürcü kontrolündeki yerlerde kendi yönetimini oluşturdu.
Rusya eğer kendi vatandaşlarının durumları ile gerçekten ilgileniyorsa Türkmenistan’a bakmalı. Türkmenbaşı Hükümeti göreve geldiğinden beri Rus vatandaşlarının haklarını ihlal ediyor.
Güney Osetya’da (sözde Gürcüler tarafından) etnik temizlik yapıldığına ilişkin zikredilen ilk sayı 1400, sonra 1600 ve daha sonra 3000 idi. Soykırım yapıldığına ilişkin ilk açıklama ise 8 Ağustos’ta saat 5.00’de Kokoiti tarafından yapıldı. Kokoiti, o sırada Java’da idi. Yani Tshinvali’de değildi. Kokoiti savaş başlar başlamaz Tshinvali’den ayrılmıştı. Rus resmi propagandası soykırım kurbanlarının sayısını 1600 olarak ilan etti. Aynı propaganda Vladikavkaz’a gelen Putin tarafından ölü sayısının onlarca olduğu ifade edilmesine rağmen sürdürüldü. Rus Genel Savcılık Bürosu’ndan bir araştırma grubunun konu ile ilgili bir aylık çalışması, toplam 134 Rus vatandaşının hayatını kaybettiğini, bunların % 80’inin savaşanlardan (Os) geri kalanının ise sivillerden oluştuğunu gösterdi. Uluslararası hukuk soykırım konusunda Ermeni Soykırımı, Yahudi Soykırımı ve 1994 yılında Ruanda’da yaşananlar olmak üzere üç dosyayı dikkate alıyor. Soykırım Sudan’da da tartışıldı. Bu ülkede yaklaşık yarım milyondan fazla insan öldü. Soykırım başka hiçbir dosyada tartışılmadı ve bu olay (Sudan’daki) etnik temizlik olarak nitelendirildi.
30.000 Arnavut’un öldürülmesine ve yaklaşık bir milyonunun topraklarından sürülmesine rağmen Kosova dosyası için bile soykırım terimi kullanılmadı.
Gürcüler ve Abhazların birbirlerini öldürmeleri etnik temizlik olarak tanımlanmalıdır. 1992–1993 yıllarında meydana gelen çatışmalarda 3000 Abhaz ve 17.000 Gürcü katledildi. Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrası Abhazya nüfusunun % 17’si Abhazlardan % 52’si Gürcülerden oluşuyordu. Abhazya olaylarından sonra 250.000 Gürcü Abhazya topraklarından çıkartıldı. Gürcüler bugün sadece Gali Bölgesi’de (Abhazya) yaşıyorlar. Gürcü–Rus savaşları ile ilgili hiçbir resmi versiyon gerçeğe yakın değildir.
Bence Rusya ve Gürcistan arasında çıkan savaşın nedenleri Gürcistan’da son dört yılda meydana gelen gelişmelerle yakından ilişkilidir. Gürcistan’da bu süre zarfında ekonomik alanda da olmak üzere pek çok reform gerçekleştirildi. Gürcistan modern, Avrupalı ve demokratik bir devlet olarak gelişme gösterdi. Gürcistan’da güven duyulan bir hükümet oluşturuldu. Devlet kurumları şeffaf hale getirildi.
Dünya’da bu kadar kısa bir sürede üstelikte farklı alanlarda çok sayıda reformun oldukça başarılı bir şekilde gerçekleştirildiği başka bir ülke ismi veremem. Gürcistan ekonomisinin liberalizasyonu Gürcü devletinin hızla büyümesini sağladı. Gürcistan Ağustos olaylarından önce Rusya’ya elektro enerji ihraç ediyordu. 3–5 yıl önce büyük enerji problemleri ile uğraşan Gürcistan’ın enerji ihraç edeceğine kimse inanmazdı. Gürcistan’da ekonomik mucize gerçekleşmiştir.
Şu anda Cava’da (Güney Osetya) büyük bir askeri üs inşa ediliyor. Ağustos savaşından önce Rus tankları Cava’ya çekilmişti. Son dört yıldır Ruslar Güney Osetya’ya askeri teçhizat yığdı. Rus propagandası Kafkasya’da askeri harcamaları ve yatırımı en fazla olan devletin Gürcistan olduğu yönünde idi. Konuya ilişkin verileri karşılaştırdığımızda ise bunun böyle olmadığını anlıyoruz. 40.000 nüfusun yaşadığı (Ç.N: Ayrılıkçı yönetim altında yaşayan Oslardan bahsediyor) Güney Osetya 87 adet ağır top bataryasına sahip. Gürcistan’ın askeri harcamaları geçtiğimiz dört yılda otuz kat (30 milyon dolardan yaklaşık 1 milyar dolara) arttı. Gürcistan 2008 yılında askeri harcamalar için bütçesinden % 8 oranından bir pay ayırdı. Fakat Abhazya ve Güney Osetya bütçelerinde askeri harcamalara ayrılan pay daha yüksek oldu ve gerekenden fazla idi. Daha da önemlisi Abhazya ve Güney Osetya’nın silah gereksinimi Rusya tarafından karşılandı. Gürcistan’da her 1000 kişiden 6’sı askeri personel iken bu Abhazya’da 6o, Güney Osetya’da 65 oldu. Bu veriler bu bölgelerin Gürcistan’a göre 10 kat daha fazla askeri birime sahip olduğunu göstermektedir. Gürcistan 100.000 kişi için 4.6, Abhazya 35, Güney Osetya 190 ağır topa sahiptir. Gürcistan 100.000 kişi için 5 zırhlı araç birimine, Abhazya 75, Güney Osetya 391 zırhlı araç birimine sahiptir. Rusya, Mayıs ve Haziran aylarında çok yüksek miktarlarda askeri teçhizatı Abhazya ve Güney Osetya’ya yerleştirdi. Abhazya’ya 1500 zırhlı araç, ağır toplar, tanklar ve çeşitli askeri teçhizat sokuldu. Abhazya ve Güney Osetya’nın gayri safi yurtiçi hasılaları hakkında bilgi sahibi değiliz ancak yaklaşık olarak Abhazya’nın bütçesinin % 50’sini, Güney Osetya’nın % 60’ını silahlanmaya harcadığını söyleyebiliriz. Rusya’nın bu bölgeleri bedava silahlandırdığı ise açıktır.
Abhazya ve Güney Osetya’da 7 Ağustos’tan önce de Rus askeri üsleri mevcuttu. Rus Hükümeti’nin bu bölgelere ilişkin eğilimi Saakaşvili Hükümeti’nin iktidar olması ile değişti. Hatta Rus Hükümeti içinde hiç kimse bunu gizlemedi. Gürcistan’a karşı savaş dört yıl önce planlandı. Gürcistan’ın Acara sorununu acısız bir şekilde çözmesinden sonra Moskova Saakaşvili’yi nasıl devireceğini düşünmeye başladı. Rus enerji şirketlerinin başkanları 2005 yılında Kremlin’e çağrıldı ve hükümet şirket başkanlarına Gürcistan’a sağlanan elektro enerjide problem yaratmaları yönünde talimat verdi. Ancak bu, şirket başkanları tarafından reddedildi ve hükümet Gürcistan’a sağlanan enerji üzerinde kendisi problem yaratmaya koyuldu. Gürcistan’a giden petrol ve elektrik hatları havaya uçuruldu. Rus Hükümeti bu patlamaların arkasında teröristlerin olduğunu ilan etti. Daha sonra ise teröristlerin kullandığı patlayıcıların Rus gizli servisleri tarafından da kullanıldığı ortaya çıktı.
Üç yönde savaş başladı. Tshinvali saldırısı, Cava yakınındaki ve Roki civarındaki çatışmalar. İki tarafında ağır kayıpları oldu. Belirtilmesi gereken diğer bir konu da Roki Tüneli’nden giren tankların 10 Ağustos günü Tshinvali’ye vardığıdır. Rus birlikleri Kodori Vadisi’ni (Abhazya) de aynı zamanda işgal etti. Rus savaş gemileri Gürcü kıyılarına geldi. Rus Savunma Bakanlığı’na bağlı askeri bölükler Yukarı Larsi ve Gürcü–Ermeni sınırında hareketlendiler.
Savaşın bitmediği ve devam ettiği açıktır. Rus Hükümeti Gürcü Hükümetini devirmeyi hedeflediğini reddetmedi. Ayrıca Rusya, Gürcistan’ın Batı yanlısı seçiminin kendisi için kabul edilemez olduğunu hiç gizlemedi. Bence her şey bu günden sonra başlıyor. Rus hükümeti kendinden zayıf bir devlete saldırarak alçakça davrandı. Rusya tabi ki NATO üyesi Baltık devletlerine saldırmak istemeyecektir. Kiev’in Batı yanlısı gidişatı da elbette ki Rusya için kabul edilemezdir. Kiev’in Ağustos savaşında Gürcistan’ın yanında yer alması Moskova’nın hoşuna gitmemiştir.
Çeviren: Chveneburi.Net Haber Merkezi