27. İstanbul Kitap Fuarında Türkiye Dilleri ve Edebiyat Konulu Söyleşiye Kevser Ruhi Konuşmacı Olarak Katıldı

Bu yıl yirmi yedincisi yapılan İstanbul Kitap Fuarında 8 Kasım Cumartesi günü PEN Yazarlar Derneği’nin düzenlediği “Türkiye Dilleri ve Edebiyat” konulu söyleşiye Pirosmani dergisi editörü Kevser Ruhi katıldı.

27. İstanbul Kitap Fuarında Türkiye Dilleri ve Edebiyat Konulu Söyleşiye Kevser Ruhi Konuşmacı Olarak Katıldı
21 Kasım 2008 Cuma 12:19

Bu yıl yirmi yedincisi yapılan İstanbul Kitap Fuarında 8 Kasım Cumartesi günü PEN Yazarlar Derneği’nin düzenlediği “Türkiye Dilleri ve Edebiyat” konulu söyleşiye Pirosmani dergisi editörü Kevser Ruhi katıldı. Beş yazarın konuşmacı olarak katılacağı ilan edilen söyleşide mazeretleri nedeniyle gelemeyen konuşmacılara da ayrılan sürenin tamamında söyleşiyi tamamlayan Kevser Ruhi, dinleyicilere dil, edebiyat, dillerin çeşitliliğini açıklayan bilinen ilk efsane, mitoloji ile edebiyat ilişkisi ve Türkiye’de konuşulan diller konularında renkli bir sunum yaptı.

Konuşmasına dil ve edebiyatı kendine özgü sözlerle tanımlayarak başlayan Kevser Ruhi, Türkiye’de konuşulan diller konusunun gerek çeşitlilik bakımından gerekse bu dillerin ait olduğu kültürel kimlikleri yansıtmaları bakımından oldukça “menevişli” bir konu olduğunu, Türkiye’de yaşamanın en güzel taraflarından birinin bu menevişin içinde yer almak olduğunu belirterek dinleyicilere, Türkiye’de konuşulan dillerden “ölü dil” Ubıhça ve bu dili alfabesiyle, yapısıyla ve tam anlamıyla bilen son kişi Tevfik Esenç hakkında bilgi verdi.  Kevser Ruhi’nin konuşmasının Ubıhça’yı anlattığı ve bu dil hakkında anekdotlarla süslediği bölümü oldukça ilgi çekti.  Kafkas dillerine özel bir ilgi duyan Fransız dilbilimci ve din tarihçisi Georges Dumézil’den de söz eden yazarımızın konuşmasını zaman zaman fıkra gibi yaşanmış olaylarla süslemesi dinleyicilerde ilgi uyandırdı. 

Türkiye’de konuşulan diller bağlamında “benim de içine doğduğum dil” diye tanıttığı Gürcü dilinin özellikleri ve Türkiye’de yaşayan Gürcüler ve onların Gürcücesi hakkında da kısa bilgi veren Kevser Ruhi, her dilin evrenle ayrı bir tanışma, evrenle başka türlü bir kucaklaşma ve evreni başka şekilde algılama olduğunu kaydetti. Bu konuda verdiği örneklerden Kazım Koyuncu’dan türküler ve Güneydoğulu kadınların düğünlerde çektiği “zılgıtlar”, anlatılan konuya ilginin devamını sağladı. 

Anadili konusuna da değinen yazarımız, herkesin anadilinde gördüğü rüyalarını etrafında anlatacak birilerinin olmasının en doğal hakkı olduğunu söyleyerek Tevfik Esenç’in bir sabah uyandığında yanındakilere “Bir rüya gördüm. Anlatsam da anlamazsınız.” cümlesinden söz edip bu sözleri her hatırladığında içinin burkulduğunu ifade etti. Globalleşen dünyada yerel dillerin sapasağlam ayakta kalmaları gerektiğini vurgulayan ve dünyanın ortak kültür mirasının korunmasında yerel dillerin önemine de değinen Kevser Ruhi, bu isteğini sadece Kafkas dilleri üzerinden değil tüm yerel diller üzerinden dile getirdiğini, tüm yerel dillerin korunması ve geliştirilmesi arzusu ve hayali içinde olduğunu söyledi. Sanatçı ve yazarların hayalperest insanlar olduklarını, hayallerden söz etmenin iyi bir şey olduğunu anlatarak “Biz sanatçılar hayal kurarız, bilim adamları da hayallerimizi gerçekleştirirler” diyerek sözlerini tamamladı.

Söyleşi programı bittiğinde soru sormak ve kutlamak için Kevser Ruhi’nin etrafını saranların çokluğu, konuşmanın gerçekten ilginç bulunduğunun canlı bir kanıtıydı.


İlgili Galeriler
Yorum Ekle
İsim
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.