1578 yılında Osmanlılar bütün Kafkas Ötesini ve Tiflis’i hakimiyetleri altına almışlardı. İran Şahı 1. Abbas (1587-1629) Osmanlıları bu bölgelerden çıkararak Kafkas Ötesinde hakimiyeti ele geçirdi. Bu sırada binlerce Gürcüyü İranın uzak bölgelerine sürdü.
1578 yılında Osmanlılar bütün Kafkas Ötesini ve Tiflis’i hakimiyetleri altına almışlardı. İran Şahı 1. Abbas (1587-1629) Osmanlıları bu bölgelerden çıkararak Kafkas Ötesinde hakimiyeti ele geçirdi. Bu sırada binlerce Gürcüyü İranın uzak bölgelerine sürdü. 1658-1723 yılları arasında Gürcüstan'ı İran şahlarının himaye ettiği genel valiler Tiflis’ten yönettiler. Fakat 1722 yılında Safevi hanedanının çökmesiyle Gürcüstan yeniden Osmanlılar tarafından istila edildi. Bu defa da Osmanlıları Gürcüstandan Pers hükümdarı Nadir Şah çıkardı. Nadir Şah Gürcüstan’ı Bagratlıların Kakia sülalesinden gelen Teymuraz’a verdi. Böylece Gürcüstan’da I.Teymuraz’ın hakimiyeti başladı.
Gürcü kralı I. Teymuraz’ın yaşadığı 17 yüzyıl ortalarında, Gürcüler ile Kafkas dağlarının kuzey yamaçlarında onlara komşu yaşayan Karaçay-Malkarlılar arasında iyi ilişkiler kurulduğu anlaşılmaktadır. Bunların izlerini o dönemden kalan halk edebiyatı ürünlerinde görmek mümkündür.
Gürcü kralı Teymuraz Rus çarı Aleksey’den Gürcüstan’a saldıran İran ordularına karşı yardım istemek için Gürcüstan’dan Moskova’ya gitmişti. Moskova’ya gidebilmek için Kafkas dağlarının kuzey tarafına aşmak zorunda olan Teymuraz o dönemde Malkar bölgesinin hakimi olan prens soylarından Aydabollar sülalesinin lideri Artutay’ı da yanına almıştı. Malkar prensi Artutay’ın “cırçısı” (destan şairi) olan Kara Mussa da Teymuraz ve Artutay ile beraber Moskova’ya gitmişti. Kara Mussa aynı zamanda prens Artutay’ın danışmanı idi.
1972 yılında Malkar bölgesinin Babugent köyünde Malkarlı bilimadamı Alim Töppeyev’in Lokman-İdris Mokayev adlı yaşlı bir Malkarlıdan derlediği Kara Mussa’ya ait bir destan Gürcü kralı Teymuraz üzerinedir. Ancak kısa bir bölümü günümüze ulaşabilen bu destanda Kara Mussa Gürcü kralı Teymuraz’ı şöyle övmektedir:
Karaçay-Malkar Türkçesi
Ey, Göze ıpçıgı adam ötmez colmu edi?
At acaşhan teren agaç kolmu edi?
Col ese da andan duşman ötmesin,
Ötse-ötsün, muratına cetmesin!
Tav Artında Basiyannı ahlusun
Col uzagı armav-arsar etmesin.
Ey, Basiyannı taşı-elpek, çöbü-az,
Az ese da, tözümü bar, kölü baz.
Törelige-törde cerin ayamaz,
Töresizge-hurmet, huner beralmaz!
Baş urmagan-üylerine kiralmaz,
Kirse-kirir, artha colun bilalmaz.
Tav Artında carık tiygen künmü edi?
Kelgen konak patçahmı edi , biymi edi?
Biy ese da patçah kibik köreyim,
Patçah ese andan alga öleyim.
Basiyannı tuzu-damı keng bolur,
Konak süygen-ullulaga teng bolur.
Hoş keligiz, kelgenigiz söngmesin,
Izıgızda adam palah körmesin.
Eliyanı sur salamı cetmesin,
Cetse-cetsin, adam başın eltmesin...
Bu goppanlay tolu bolsun cerigiz,
Aşlav başı-bügün sizni törügüz!
Türkiye Türkçesi
Ey, Göze geçidi adam geçmez yol mu idi?
Atların kaybolduğu derin ormanlık vadi mi idi?
Yol ise de, oradan düşman geçmesin,
Geçse-geçsin, amacına ulaşamasın.
Dağ Ardında(Gürcüstan’da) Basiyan’ın halkını,
Hiçbir zaman tereddüt ve sıkıntıya sokmasın.
Ey, Basiyan’ın taşı bol, bitkisi az,
Az ise de,sabrı var, gönlü cesur.
Töreliye-başköşede yerini esirgemez,
Töresize-hürmet, itibar vermez.
Baş eğmeyen-evlerine giremez,
Girse-girer, çıkacak yolunu bilemez.
Gürcüstan’da parlayan güneş mi idi?
Gelen misafir kral mı idi, prens mi idi?
Prens ise de kral gibi göreyim,
Kral ise, ondan önce öleyim.
Basiyan’ın ikram ettiği yemeği bol olur,
Misafir seven-büyüklere eşit olur.
Hoş geldiniz, gelişinizin ardı kesilmesin,
Arkanızda adam sıkıntı/dert görmesin.
Yıldırım Tanrısının selamı size ulaşmasın,
Ulaşsa-ulaşsın, adam başını götürmesin...
Bu dua tası gibi dolu olsun yeriniz,
Sofra başı bugün sizin itibarlı mevkiniz!
Gürcü kralı Teymuraz ile birlikte Moskova’ya giden Malkar prensi Artutay ve onun danışmanı ve destan şairi (cırçı) olan Kara Mussa’nın Moskova’da hristiyanlığı kabul ederek Kafkasya’ya döndükleri anlaşılmaktadır. Teymuraz döneminde Malkarlılar üzerinde Gürcü kültürünün ve hristiyanlığın önemli tesirleri olmuştur. Ancak hristiyanlık halkın şamanist inançları üzerinde etkili olamadığı gibi, 18. yüzyıl sonlarından itibaren de yerini islamiyete terketmiştir.
Kırım Dergisi, 7 (26), 1999, 41
İlgili Galeriler