“Bizler Saakaşvili’ye Cübbelerimizle Destek Verdik.”
Erdal KÜÇÜK
Öncelikle ülkemize hoş geldiniz diyor değerli vaktinizi bizlere ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Hemen ilk soruma geçmek istiyorum.Bize kendinizi tanıtır mısınız ve görevinizden bahseder misiniz
Adım, Kemal Tsetshladze. Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi mezunuyum. 2000 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra ülkeme döndüm. Ülkemde mesleğimle alakalı çeşitli devlet görevlerinde bulunduktan sonra Hulo Merkez Camii İmamı ve Hulo Müftüsü görevlerine geldim. Aynı zamanda Acara Müftüsü Sn. Bekir Bolkvadze’nin yardımcısıyım. Batumi Müftülüğünü de yürütmekteyim.
İkinci sorum Acara’dan gelen bazı haberler üzerine olacak. Acara’da din değiştirme konusunda Türkiye’de ki bazı televizyon programlarında ve çeşitli yazılı basında Müslüman olan Acaralı Gürcüler Hıristiyanlığa geçiriliyor yada geçiyorlar diye haberler çıkıyor. Bölgenin en yetkili din adamalarından birisi olarak bu konuda bizlere neler söylemek istersiniz.
Bu haberler kısmen doğrudur diyebilirim. Aslı var ama değişikliğe uğradığını, abartıldığını düşünüyorum. Yani gerçeklik payı var ama doğru ve net yansıtılmadığı kanısındayım. Burada önemli olan bir insanın toplum için yararlı olmasıdır. Bence milleti için yararlı olan insan en iyi insandır. Bizim dinimiz çok yüce bir dindir. İnançlarımızda zorlama yoktur. Zorlamanın olmadığı dinimizde insanların dinlerini seçmelerinde de zorlamaya müsaade etmemektedir. İnsanlar istedikleri ve diledikleri dini seçebilmelidirler. Hiçbir dini seçmeyen de inanmamakta serbest olmalıdır. Burada ki din değiştirme yine bu kurallar içinde değerlendirilmelidir. En önemlisi ise din değiştirmelerin bilinçli yapılması gerekmektedir. Buradaki bilinçten kastım nedir? İnsanların din değiştirirken her iki dini iyi tanımaları ve de bilmeleri çok önemlidir. İnsanlarımız iyi tanıdıkları bildikleri dinlerini değiştiriyorlarsa kendilerinin tercihi diye bakmalıyız. Bilinçsiz din değiştirmeyi kabul etmem yada hoş görmem mümkün değil. Benzer bir konuya örnek verecek olursam Avrupa’da bazı Hıristiyanlar İslam dinini tanıyıp iyi öğrendikten sonra Müslüman oluyorlar. Burada ki din değiştirmenin bilinçli yapıldığını görebiliriz. İsteyen istediği dine inanabilir, yol herkese açık
Sayın Tsetshladze ibadet özgürlüğünüzün kısıtlanması söz konusu mu? Devletinizin bir baskısı veya bir yönlendirmesi mevcut mu?
Ülkemde gerek Camii gerekse kilise yapılmasında devletimizin herhangi bir kurumunun baskısı söz konusu değildir. Bu tutum diğer dinlerin ibadet yerlerinin yapılmasında da geçerlidir. Aynı şekilde ibadet konusunda da devletimizden bir baskı görmüyoruz. Ancak Abaşidze döneminde bir rejim söz konusu idi. Bu rejimde komünist dönemden kalan birçok uygulamalara devam edildi. Eksikliğimiz ve sorunlarımız biraz da bu dönemden kalma diyebiliriz. Geçmiş dönemde uzun yıllar insanlar dini eğitimden yoksun bırakıldılar. Bütün yaşantımız bu yönde devam ettirildi.
Peki bu dönemdeki eksikliğiniz veyahut kısıtlamalar sadece Müslümanlar için mi idi yoksa diğer dinler içinde geçerli miydi?
Hayır tabi. Buradaki eksiklik veyahut kısıtlamalar sadece Müslümanlar için geçerli değildi Hıristiyanlar içinde geçerli idi, diğer dinler içinde. Eski rejim yıkıldıktan sonra insanlarımız dine yöneldiler.
Bu konu ile bağlantılı olarak, bildiğimiz kadarı ile dış ezan dediğimiz camilerden ezan okunmuyor. Yine ülkemizde bu konuda da bir takım çelişkili haberler yayıldı, bunun üzerinden spekülasyonlar yapıldı.Konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Az önce de bahsettiğim gibi geçmiş dönemdeki alışkanlıklar ve uygulamalardan dolayı bazı özgürlüklerimiz ağır aksak yürüyor. Abaşidze rejiminde de eksikliklere ve bir manada kısıtlamalara devam edildi. Ama şimdi okunuyor mu diye sorsanız, hayır derim. Geçmişten gelen alışkanlıkların ve uygulamaların değişmesi-düzeltilmesi ülkemizde yerleşmekte olan demokrasinin tam uygulamaya konulması ve yerleşmesine bağlı. Bu sorunumuzun çözülmesini ümit ediyorum. Tabi demokratik yollardan. Ben buna demokrasi adına bir süreç diye bakıyorum. Ülkemize saygımız var; bir süreçten, zorlu yoldan geçtiğimizi biliyoruz. Zaman içinde çözülecek diye düşünüyorum.
Üç Müslüman köyün, Gürcüstan Başbakanı’n katılımı ile Hıristiyanlığa geçtiği yönde bir haber yayıldı.Haberde köylülerin “biz eskiden Hıristiyandık şimdi ise eski dinimize döndük” manasına gelen ifadeler kullandığı yazıldı. Yine bu haber bir kısım kişiler tarafından propaganda aracı olarak kullanıldı. Nedir bu konunun ayrıntısı - analizi?
Yine az önce de bahsettiğim gibi aslı var ama abartılı bir haber diyorum. Acara Müftümüz Sn. Bekir Bolkvadze bu haber çıktıktan hemen sonra bölgeyi ziyaret etti. Basına yansıtıldığı gibi olmadığını gördük. Evet birkaç kişi bu tercihi yapmıştı ama bunu bütün köy adına mal etmek çok yanlış olur. Yine burada gerçeklik payı var ama tam olarak doğru yansıtılmamış. Sorunu yine eski rejime bağlayabiliriz dini eğitimin yasak olduğu verilmediği döneme. Herkes istediği dine inanmakta serbesttir.
Müslüman olduğunuz için devletinizden bir baskı görmediğinizi belirttiniz peki sosyal yaşamda da bu serbestlik ve kolaylıktan bahsetmek mümkün mü? Yani siz çarşıda, pazarda, okulda, komşuluk ilişkilerinde kısacası hayatın her türlü alanında Müslüman olmayanlarla ilişkilerinizde size gerek fikir düzeyde gerekse eylem düzeyinde bir baskı, bir ayırımcılık söz konusu mu?
Ben bu yaşıma geldim hayatımın hiçbir döneminde Müslümanlığımı gizlemedim. Müslümanlığımdan hiçbir zaman çekinmedim çekinme ihtiyacını hissetmedim. Bahsetmiş olduğunuz gibi Müslüman olmayan kardeşlerimizin bize bir ayrımcılığı bir baskısı kesinlikle yoktur. “Siz eskiden Hıristiyandınız şimdi ise eski dininize dönün” diyenler sadece fikir düzeyinde kalmaktadır. İnsanların çeşitli fikirleri vardır bu fikirleri diğer insanlara aktarırlar. Ben de bunu bu şekilde değerlendiriyorum. Yani fikrini söylüyorlar dinliyorum sonra bende fikrimi söylüyorum. Hepsi bu. Eylemsel bir yanı olmayan fikir düzeyinde konuşmalardır. Kişisel değerlendirmelerdir. Tabi bu fikri genele yaymak doğru olmaz. İnsanlar fikir düzeyinde kalan nice başka konularda değişik fikirlere sahiptirler. Bu verdiğim örnekte ise bu fikirlerden birisidir.
Şimdi biraz konumuzu değiştirelim. Abaşidze dönemi ve daha önceki dönemlerden zaman zaman bahsettiniz peki Miheil Saakaşvili ülkenizde halkın desteği ile benzeri az görülen bir devrim gerçekleştirdi. Bu devrim “Güller Devrimi” diye tarihe geçti.”Güller Devrimi”ni nasıl değerlendiriyorsunuz?
Acara’da Abaşidze’ye karşı halk ayaklanmasının ilk çıktığı yerlerden birisi olan Şota Rustaveli Devlet Üniversitesi’nde bizler cübbelerimizle Saakaşvili’ye destek verdik. Özgürlük ve demokrasi adına camide giydiğimiz cübbelerimizle halkın arasında biz de vardık. Abaşidze’nin gitmesi için gösteriler yaptık. Bunu tüm Acaralı kardeşlerimizle birlikte yaptık. Nihayetinde Abaşidze istifa etmek zorunda kaldı ve ülkeden gitti. Abaşidze’nin uyguladığı rejim de böylelikle sona ermiş oldu.Tüm bunları ülkemizde demokrasi ve özgürlüğün yerleşmesi için vatanseverlik örneği yaptığımıza inanıyoruz. Özgürlüklerin gelişmesi yönünde gelişmeler oldu ve daha fazlası için zaman ve sürece bağlı diye düşünüyorum. Uzun yılların alışkanlıklarının ve kanunlarının kısa bir sürede değişmesi zor. Her şey zamana bağlı.
Gürcüstan Devlet Başkanı Mikheil Saakaşvili iktidara gelince kısa bir süre sonra Gürcüstan’ın bayrağını değiştirdi ve bugünkü bayrağı kabul etti. Bayrakta yer alan dinsel simgeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu yönde ülkenizde tartışmalar veyahut rahatsızlıklar oldu mu? Siz bu bayrağı kabul ediyor yada rahatsızlık duyuyor musunuz?
Gürcüstan’ın yeni bayrağı Gürcüstan Parlamentosu’nda uzunca tartışmalar ardından kabul edilen bir bayraktır. Kabul edilme aşamasında kimi milletvekilleri buna karşı çıkmıştı. Bayrakta dinsel simgelerin yer almaması gerektiğini söylemişlerdi, kimi milletvekilleri de başka nedenlerden dolayı itirazlarda bulundular. Ama nihayetinde Gürcüstan Parlamentosu bu yeni bayrağı onayladı. Ülkemin parlamentosundan çıkan bayrağa saygı duymamam mümkün değildir. Bayrak bir ülkenin, milletin simgesidir. Bayrak kavramı çok değerlidir. Dinimiz de bayrağa saygıyı emreder. Bayrağın şekline göre karşı çıkılır kabul edilmez diye bir hüküm yok. Yani dinimize aykırı bir durum söz konusu değildir. Milletimize ve bayrağımıza saygılıyız. Yeni bayrak kabul edildikten sonra benimsedik ve hemen astık. Bu konuda kişisel yorumumu soracak olursanız ben bayrakta dinsel simgelerin yer almasını arzu etmem. Bu sadece bir dinin simgeleri için değil Müslümanlık simgelerini de tercih etmem. Ama parlamento bu yeni bayrağı layık gördü bizde buna saygı duyduk.
Ülkemizde Gürcü kültürüne ilgi duyan bu yönde emek veren uğraş veren bazı arkadaşlarımıza ve de kurumlarımıza ağır ithamlarda bulunulmaktadır. Özellikle dinsel konulara vurgu yapılarak insanlarımızı yanlış yönlendirip etkileme yöntemini seçmektedirler. Dinsel konulara vurgu yapılanlardan bir tanesi de Acara ve oradaki Müslüman halkı üzerinde yapılmaktadır. Anti propagandalara değişik anti Gürcü ve anti Gürcüstan taraftarları ile ittifaklarda söz konusu oluyor zaman zaman. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Büyük düşünür, yazar, şair ve Gürcülerin önemli liderlerinden biri olan vatanperver İlia Çavçavadze’nin bir sözünü hatırlatmak isterim size. "Gürcü Ulusu sen sen ol 3 şeyi kaybetme, sahip çık; ana diline, inancına ve toprağına-vatanına." Evet bende size sahip çıkmanız gereken 3 olmazsa olmaza sahip çıkmanızı öneriyorum. Ana dil: Şu anda ülkenizde Türkçe de konuşuyorsunuz ama Gürcü dilini de unutmayın sahip çıkın. İnanç: İnançlarınıza, sahip olduğunuz dini koruyunuz. Vatan: Üzerinde yaşadığınız topraklar artık sizinde vatanınız ona sahip çıkın. Onu koruyunuz. Kültür geniş kavramlı konudur Gürcüler sahip olduğu kendine has kültürlerini her koşulda korumalıdırlar.
Son olarak Türkiyeli Gürcülere mesajınız nedir? Az önce biraz bu yönde mesaj verdiniz ama son olarak toparlayacak olursak bizlere neler söylemek istersiniz?
Türkiyeli Gürcü kardeşlerime mesajım: Hepimiz kendi inançlarımız ışığında barış için çalışalım. Barış evrensel insancıl bir kavramdır. Sahip olduğumuz değerleri ön plana çıkararak ortak paydalarda buluşup her iki ülkenin kardeşliği için çalışalım. Zaten bu kardeşlik mevcut ama bulunduğu yerden daha ileriye hep birlikte götürelim. Bizim amacımız bu olsun. Son olarak ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşullar gereği bazı dini gereksinimlerimize ihtiyaç duyuyoruz bu konuda yardımcı olan kardeşlerimiz olursa memnunluk duyarız.
Röportaj isteğimizi kabul ettiğiniz için tekrar teşekkür ediyorum Birkaç saat sonra Gürcüstan’a dönüyorsunuz, ülkenize Türkiyeli Gürcülerden selam ve sevgilerimizi iletin.
Ben teşekkür ederim. Bir sonraki gelişimde belki daha ayrıntılı sohbet etme imkanını elde ederim. Ben de Türkiyeli Gürcüleri selamlıyor onlara sevgilerimi iletiyorum...