Mecidiye Köyü, Bolu Dağları'nın Sakarya ilindeki bir uzantısı olan Karadağ'ın, Adapazarı Ovasına bakan yamacında kuruludur.
Bir Gürcü Köyü: Mecidiye
Murat ŞAHİN
Konum:
Mecidiye Köyü, Bolu Dağları'nın Sakarya ilindeki bir uzantısı olan Karadağ'ın, Adapazarı Ovasına bakan yamacında kuruludur. 5352 da. yüzölçümüne sahip olan köy arazisinde yerleşim alanı 250-280 metreler arasında yer alır. Köy, Adapazarı kentine 26 km., bağlı olduğu Karapürçek ilçe merkezine 3 km. uzaklıktadır.
Tarihçe:
1877-78 Osmanh-Rus Savaşı (93 Harbi) sonunda milli sınırlar dışında kalan Batum, Rus işgaline uğrar. Böylece Osmanlı yönetiminden Rus yönetimine geçen Batumi Sancağı, Rusların değişik baskılarına maruz kalır. Bu durum karşısında yerel halkın bir kısmı atayurtta kalıp mücadele etmeyi bir kısmı da Osmanlı topraklarına göç etmeyi tercih eder. O zamanlar Ruslar ezici bir kuvvete sahiptir. Bu küçük coğrafyanın direnme gücü ise son derece sınırlıdır. Bu durumda, birinci yolu tercih edenlerin şiddetli baskıları ve hatta ölümü göze almaları gerekmektedir. Yerel direnişler başlar fakat bunlar oldukça cılız kalır. Sonunda 1880'li ve takip eden yıllarda Osmanlı topraklarına akınlar başlar ve yerel Gürcü halkının önemli bir kısmı Batumi'yi terk eder.
Evet... Aslında yukarıda anlatılanlar Türkiye'deki bütün Gürcü köylerinin ortak senaryosudur. Sakarya'nın Karapürçek ilçesine bağlı Mecidiye Köyü de bu köylerden biri. Kuzey Anadolu Dağları'nın en doğu ucundan yani Batumi'den 1880'li yıllarda başlayan göçler, aynı dağ sisteminin en batı ucunda yani bugünkü Mecidiye Köyü'nde sona ermiş.Sırtını dağa yaslayan Mecidiye Köyü, Adapazarı Ovasını kuşbakışı seyrediyor. Köyün kurulduğu arazi atayurt Batumi'yi hatırlatıyor. Tıpkı Batumi'de olduğu gibi köyün, ormanlık ve dağlık bir alan üzerinde kurulu olması bir raslantı eseri değil. Dağlık-ormanlık yapıya alışık olan Gürcü göçmenler bilerek ve isteyerek böyle bir yerde köylerini kurmuşlar.
Mecidiye Köyü'nün halk arasındaki ismi Gâvurharmanı'dır. Köy, her ne kadar fazla eski bir tarihe sahip değilse de, kurulduğu yer, daha önce değişik halklar tarafından iskân edilmiştir. Bölgede, Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Bitinyalılar, Bizanslılar Osmanlılar hüküm sürmüştür. 1326 yılında Konuralp tarafından fethedilen Akyazı ve havalisi (köy de bu havalinin içinde yer alır) 1337'de Kocaeli Sancağı'na bağlanmıştır.
Adapazarı'nın 1954 yılında il olmasıyla, Akyazı Kazası vasıtasıyla buraya bağlanan Mecidiye Köyü en son 1991'de Karapürçek İlçesine bağlanmıştır. Yerleşme Şekli ve Mesken Tipleri Köy, muntazam bahçeli evlerden oluşur. Her evin çevresinde, çoğu kez arkasında birkaç dekar büyüklüğe kadar ulaşabilen bahçe bulunur. Bu bahçe fındıklık, sebze-meyve kısmı, fındık harmanı ve kavaklık gibi kısımlardan oluşur. Bahçe içinde evi tamamlayan mesken eklentileri (ahır, mısır ambarı, samanlık, kümes, ekmek fırını, garaj gibi...) geleneklerle şekillenmiştir. Köyde ormanın-ağacın bol olması sonucu ahşap evler yaygındır. 140 hanelik köyde evlerin % 55'i (77 ev) ahşap, % 45'i (63 ev) betonarmedir. Fakat bu oran, betonarme evler lehine hızla değişmektedir.
Nüfus:
800'ün biraz üstünde olan nüfusun tamamına yakını Gürcülerden oluşuyor. Köyün asıl nüfusu, şu anda köyde bulunanların en az iki-üç katıdır ve bu nüfusun çoğu istanbul. Adapazarı, yakın ilçeler ve Avrupa'da yaşamaktadır. Köye ilk gelenlerin hepsi vefat etmiştir, ilk gelenlerin çocukları köyün en yaşlılarıdır. Bugün yeni kuşak olarak köyde dördüncü ve beşinci jenerasyon mevcut. Önceki kuşaklar Gürcüceyi iyi konuşuyor. Fakat özellikle beşinci kuşak, Gürcüceyi anlıyor ama konuşamıyor.
Köyün 1995 nüfusu 759'dur (Erkek: 379, Kadın: 380). Köyde hem doğum oranındaki azalma hem de dışa göç sebebiyle çok düşük bir artış, hatta nüfusun yerinde sayması söz konusudur. Karapürçek ilçesine bağlı 10 köyün nüfusça en büyüğü olan Mecidiye Köyü, nüfus artış hızı yönünden diğer köylerden daha düşük değerler gösterip 8. sırada yer alır. Köy, bugüne kadar dışa çok göç vermiştir. Bu durumu köy nüfus defterine kayıtlı 4.365 kişi tescil eder. Şüphesiz bu nüfus köyün asli nüfusudur. Köyde eğitim düzeyi maalesef çok geridedir. Okul çağı ve üstündekiler arasında okuma-yazma oranı % 88'dir. Fakat bunun çoğunluğu ilkokul mezunudur. (Köy nüfusunun % 60'ı ilkokul mezunu, % 3,7'si orta ve lise mezunu olup % 13,2'si halen öğrencidir. Üniversite mezunu 1 kişi vardır.) Eğitim düzeyinin düşüklüğü üzücü bir durum olmakla birlikte, son yıllarda değişen anlayışlar ve bilinçlenme, bu düzeyin hızla yükselmeye başlaması sonucunu doğurmuştur.
Köydeki düğünlerde, Gürcü düğünlerinde görülen âdetler artık ortadan kalkmış fakat ortadan kalkmayan bir âdet var ki hemen her evde yaşatılıyor. Evet.. Gürcü yemeklerinden bahsediyoruz. Mecidiye Köyü'nde geleneksel phali, phalobia, kalaco, doşorva, kerçhi, kuruti gibi Gürcü mutfağından geniş bir yelpaze halen yaşıyor ve yaşatılıyor.
Ekonomi:
Köy arazisinin % 91'ini (4.900'da.) fındık bahçeleri oluşturur. Dolayısıyla köy ekonomisinde fındık en büyük rolü oynar. Bir orman köyü olması dolayısıyla ormancılık ikinci önemli geçim kaynağıdır. Bunun dışında tavuk çiftliği, atölye (ağaç) işletmeciliği de yapılır. Yine her sene sayıları 18 ile 46 arasında değişen aileler ipekböcekçiliği de yapar. Köyde 114 hanede eti ve sütü için beslenen hayvanlar bulunur. Bunların tamamı büyükbaştır.
Köyün yıllık fındık rekoltesi 250-300 ton kadardır. Yine 60 tonun üzerinde mısır, 50 tonun üzerinde de buğday üretimi gerçekleşir. Mısır ve buğday üretimi, satmaktan ziyade kendi ihtiyaçlarına yöneliktir. Özellikle mısırın saklanması için yapılan ve "nalya" denilen serenderler artık oldukça azalmış.
Mecidiye Köyü'nde Batumi'den ilk zamanlarda getirilen meyve ağaçlan (sasela, bakşuva, baraka v.b.) her tarafta mevcut. Çevre köylerde bulunmayan kendine özgü bu meyve ağaçlan insana yine "tıpkı Batumi'deki gibi" dedirtiyor. Kavakçılık da hatırı sayılır yere sahiptir. Kavak ağacı bir sigorta niteliğindedir.
Sonuç:
Mecidiye Köyü'nün ekonomik potansiyeli bugün tam işletilmemektedir. Bunda tarım metotlarının geri olması etkendir. Köyde fındıkçılığa endeksli gelişen ekonomik hayat, yeni açılımlara ihtiyaç duymaktadır. Süt inekçiliği, besicilik, arıcılık, alabalık yetiştiriciliği gibi alternatif geçim kaynakları için her türlü ortam mevcuttur. Bu kaynakların harekete geçirilmesi durumunda, köyde orman tahripleri gibi çevresel boyutları olan sorunlar da ortadan kalkacaktır. Bunun için halen köyde kurulu bulunan Mecidiye Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi harekete geçirilmelidir.
Sovyetler Birliği'ndeki Glastnost ve Perest-roika politikaları sonucundal989'da sınır kapıları açılınca Mecidiye Köyü halkı ile Batumi'deki akrabalar (natesavebi) arasında yoğun bir ilişki başlamış, bugün de karşılıklı ziyaretler devam ediyor. Mecidiye Köyü bugün Batumi'den oldukça uzakta yer alıyor. Fakat köydeki fiziki ve kültürel yapı Batumi'den izler taşıyor. Mecidiye Köyü gibi, Türkiye'deki diğer Gürcü köyleri ve Gürcülerin Türkiye ile Gürcüstan arasındaki ticari, ekonomik ve kültürel ilişkilerin geliştirilerek her iki ülke arasında dostluk köprülerinin kurulmasında çok önemli fonksiyonlara sahip oldukları şüphesizdir.
İlgili Galeriler