Geriye bakmaya zorlama beni hiçbir zaman,
Biliyorum, yol aldıkça ardımda kalıyor hayat
Ve hak ettimse gerçek tutku,
Cesedime bir ışık olarak vuracak.
GÖLGE
Geriye bakmaya zorlama beni hiçbir zaman,
Biliyorum, yol aldıkça ardımda kalıyor hayat
Ve hak ettimse gerçek tutku,
Cesedime bir ışık olarak vuracak.
Henüz toprağa gölgesi düşüyor,
Başka bir dünyaya göçen bedenin,
Kurumuş ve parçalanmış olarak,
Yüzükoyun düşüyor ve acıyla ağlıyor.
Ve benim yerime başkaları deniyor,
Dağa dönüştürmeyi gölgenin ağlamasını.
Oysa o tek başına ve bir yabani hayvan gibi
Kendi tükürüğüyle sağaltıyor yaralarını.
Benim gölgeye ayıracak zamanım yok şimdi,
Kanatlara dönüşüyor eski günahlarım.
Bu kantlarla uzaklaşıyorum yeryüzünden
Ve sonsuzluğa doğru yükseliyorum.
Ve belki gerçekten rastlarım bir yerde
Işığa dönüşmüş tutkuma...
Ne ben yeterim bu toprağa bir lokma olarak,
Ne de gözyaşım doldurur ahşap kupayı.
SONBAHARIN İLK GÜNÜ
Uzun zaman sonra, gündüz ya da geceleyin,
Yalnızca bir dakika ya da bir saniyeliğine
Anımsarız bütün yalınlığıyla
Övdüklerimizi ya da yerdiklerimizi...
Sönmüş ateşin yanında karşılar bizi
Beğendiklerimiz ya da beğenmediklerimiz
Aradıklarımız ya da yitirdiklerimiz
Neye benzediğimiz ya da benzemediğimiz.
Ben yalnızca o bir saniyeden korkuyorum
O bir damla baldan ya da zehirden
Ama bu çılgın ve sakin hayat
Gene öyle geçiyor, geçiyor, geçiyor...
Gürcüceden çeviren: FAHRETTİN ÇİLOĞLU
İlgili Galeriler