Doğan güneşin altın ışıkları
Gürcüstan dağlarına düşüyor
Ve kar yığınlarında sabahlayan
Ay belli belirsiz aydınlatıyor
DOĞUYOR. AYDINLATIYOR!..
Doğan güneşin altın ışıkları
Gürcüstan dağlarına düşüyor
Ve kar yığınlarında sabahlayan
Ay belli belirsiz aydınlatıyor
Yukarıdan gürleyerek iniyor Terek,
Aşağıda kükreyerek gidiyor Aragvi,
Güneş buzulun kabuğunu eritmiş,
Dağı parçalamış görünmez mızrap.
Rüzgâr karı sürüklüyor ve yığıyor,
Kazbegi’yi örtüyor kızılcıklar gibi,
Bu güneşi görüyorsa utansın yiğit
Ve ölüm yine korkuya kapılıyor.
Bakıyorum gökyüzüne şaşkınlıkla
Ve tutsak alıyor beni hayatın atışları,
Vaja Pşavela’yı soluyorum ciğerlerime,
Himikauri’nin yüreği yerleşiyor içime.
KARMAŞA
Giderim, gidiyorum ve şarkılar söylüyorum,
Yanımda götürüyorum Gürcüstan düşünü
Yontulmamış bir kamışım,
Dudaklar dokunmadan öpüyor beni.
Bin yüreğim olsaydı eğer,
Birlikte söküp çıkarırdım binini
Ancak güzelim, darılma bana,
Adam olarak hatırla beni, ihtiyaç duyduğunda
Bin salamuri uğultu salıyor,
Birlikte şarkı söylüyor Guria Dağları
Bu şarkıyla yakıştırıyorsan bana ölümü
Ölümden dolayı da darılmam sana
Bir zavallı şair bundan daha çok
Namusuyla ne isteyebilir başka,
Yüreğime on üç mermi sıkın,
Bu yeter atanızın ruhunu kurtarmaya.
Gürcüceden çeviren: FAHRETTİN ÇİLOĞLU
İlgili Galeriler